9 Eylül 2012 Pazar

Reklam - İletişim ve Sağlık
 
 
Türkiye sağlık hizmetlerinde reklam yasaklarını 1930 lu yılların yasalarıyla yönetmeye çalışıyor ve bu yasayı özgürleştirmek yerine her fırsatta yapılan açıklamalar ve haberlerle dahada kısıtlama ve engellemeye özen gösterecek bir süreç hızla ilerliyor.
 
Sağlık hizmetlerinin hata ve olumsuzluk oranları eminim ki diğer hizmet veya ürünlerden çok daha geridedir. Bunca disipline edilmiş uygulamalar ve işlemler hiçbir sektör tarafından geliştirilmemiştir. Ancak verilen hizmetlerin önemi ve hataların telafisinin çoğu zamanda mümkün olmayışından dolayı negatif propaganda korkunç başarılı oluyor ve tamiri imkansız başka olumsuz durumların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Sektör tolum gözünde sürekli negatif propaganda ile karşı karşıya kalırken resmi kurumlarda çalışanların açıklama yapması izne tabi, özel sektördekilerin açıklama ve reklam yapmaları ise ciddi cezalara tabi. Durum böyle olunca ancak topluma malolan çok ciddi problemlerde görüş açıklama sözkonusu olabiliyor.
 
Tabiki konrolsüz reklam yapılması veya reklamların sınırlarının olmaması ciddi problemleri beraberinde getirebilir. Ancak bu sorunları aşmanın yolu kökten yasaklamak ve yok saymak değildir. Hal böyle olunca sağlığı hakkında bilgisi olmayan yada vücudunu hiç tanımayan insan kalabalıkları haline geliyor.
 
Ezcümle insanların doğru hizmet alabilmeleri için, doğru bilgilenebilmeleri için, kurumların ve doktorların kendilerini daha iyi anlatabilmeleri için ve sağlık turizminde daha büyük pasta sahibi olabilmemiz için sağlık hizmetleri önündeki reklam yasakları daha özgürlükçü bir şekilde yenilenmeli ve düzenlenmelidir.
 
 

Ailelerimizde Bütçe Uygulamaları ve Sağlık Bütçesi

 
 
Toplumumuzda her harcama için bir bahane ve mazeret buluruz da sağlık harcamalarını hep gereksiz ve israf harcama olarak bakılmaktadır. Bu parayı alan kuruluşlar da genellikle hırsız ve soyguncu yaftası yemektedir.
 
Halbuki bir araç aldığımızda aracımızın periyodik bakımlarını yaptırmakta veya arıza belirtisi olduğu anda soluğu tamircide almakta hiç beis görmeyiz. Bu aracımız için sigorta, kasko, vergi, bakım bütçesini yıllık bütçemizde bir kalem olarak belirler gerekirse aksesuar veya yenileme programını da yaparız.
 
Ailemizi anne-baba, çocukarımız, eşimiz ve diğer yakınlarımız da dahil olmak üzere kendimizi de acımasızca bakım ve konrollerden uzak tutmaya özen gösteririz. Çünkü sağlık giderlerimiz devlet tarafında karşılanmalı ve hiçbir katkıda bulunmadan hiç bir masrafa girmeden sağlımız bozulduğu anda ancak tedavi edilerek sağlığa kavuşulmalıdır.
 
Halbuki dünya üzerinde hiçbir ülkede hatta katı komünizm yaşanan ülkelerde bile en azından bahşiş veya rüşvet olarak hastaların-kişilerin cebinden para çıkmaktadır. Bu durum tüm kapsayıcı sigortalarda da bu şekilde işlemektedir ve mutlaka birey sonsuz tüketime fırsat verilmemesi amacı ile cebinden bir katkıda bulunarak teşhis ve tedavisini takip etmelidir. 
 
Hal böyle olunca oturup yıllık hastalık ihtimalleri, ertelenen ameliyatlar, kullanılması muhtemel ilaçlarla ilgili bir bütçe oluşturmalı ve en uygun sigorta sistemi ile kendimiz ve ailemizi doğru zamanında ve kaliteli sağlık hizmetine ulaşmaya müsait hale getirmeliyiz.

8 Eylül 2012 Cumartesi


Resmi Sağlık Kurumlarında ve Sağlık Sektöründe
Sağlıklı İletişim-Tanıtım-Pazarlama

 

Konunun başlığına bakarak negatif önyargı ile yaklaşmak ve başlıktaki olguyu olumsuz kelimelerle engellemek bize başta sağlık personeline şiddet olmak üzere pek çok sıkıntıyı getirmektedir. Artık ihmal ve kötü ön yargı bize hayatımızla ödetilmektedir. 

Sağlık çalışanları (Hekim, yardımcı sağlık personelleri ve sağlıkçı olmayan diğer sağlık kuruluşu personelleri) için gerek örgün eğitim süreçlerinde ve gerek hizmetiçi eğitim programlarında 'Sağlıkta İletişim, Kişisel Gelişim ve Beden Dili' başlıklarında eğitim verilmelidir. Tıp fakültelerinde ders olarak bulunan 'tıp deontolojisi' ve diğer sosyal içerikli dersler daha ciddi formasyonla iletişim dersleri ile güçlendirilerek verilmeli ve öğrenciler statik nosyonlu doktordan sosyal dokuları olan hekim kalitesine geçilmelidir. Bu kadrolara yapılacak eğitimlerle kariyerleri boyunca tüm farklı özelliklere sahip ‘insan’ la muhatap olacakları ve ‘tepeden bakmacılık’ la mesleklerine asalet kazandıramayacakları unutturulmamalıdır.

Sağlık hizmetlerinin tümünün aynı kurum içerisinde verilmesi her zaman mümkün değildir. Tüm kurumlar birbirlerinin ürettiği hizmetlere sürekli ihtiyaç duymaktadırlar. Dolayısı ile en rekabetçi kurumlar bile bazen bir tedavi yada hizmet sürecini birlikte yürütmek durumundadırlar. Hastaların tedavi süreçlerini birlikte yürütebilmenin temel kuralı da kurumlar arası iletişimdir. Özel sağlık kuruluşlarında bulunan 'kurumsal iletişim, pazarlama-tanıtım, halkla ilişkiler' birimleri özel kurumlarda bu hizmetleri sağlarken resmi hizmet sağlayıcılarda bu hizmetler bulunmamaktadır. Bu durum resmi sağlık kuruluşlarında yanlış yerden başlanarak önce 'hasta hakları' birimlerinin oluşturulması ve bunu personelin üzerinde demokles kılıcı gibi sallandırmaya varan bir durum ortaya motivasyon problemleri ve amirlere karşı güvensizlik sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Önce diğer iletişim hizmet birimlerini oluşturan özel müteşebbislerin kurumlarında bu sorunlar oluşmadan engellenmiştir.

Halbuki resmi sağlık kurumlarında bu hizmet birimleri gereksiz, lakayt ve simsar gibi nahoş tabirlerle engellenmektedir. Daha sonra özellikle de medyaya yansıyan ciddi bir problem olduğunda (yangın, kanaat önderi bir kişinin hastaneye gelmesi vb) kurum çalışanları ne yapacağını bilemeden hareket etmektedirler ve bu durum ciddi iletişim kazalarına sebep olmaktadır. Ölümle sonuçlanan hasta ve yakınlarının saldırıları bu birimlerin olduğu özel hastanelerde yaşanmamaktadır. Kurum içi personeller ve birimler arası iletişim, kurumlar arası iletişim (diğer iç ve dış hizmet paydaşı kurumlarla), halkla ilişkiler ve en son olarak da tabiî ki yazılı ve görsel medya ile iletişim konuları gerek üniversite gerek sağlık bakanlığı kurumlarında bir an evvel yer edinmelidir.
 
Bir de toplumda kanaat önderi olarak medyanın sürekli görüşlerini aktaran insanların sağlıkçılar ile ilgili hırsız, haksız kazanan ve sürekli kaytarmaya teşebbüs eden insan profili çizerek haksızlık etmeleri toplumdaki bakış açısını ciddi boyutta negatif etkilemektedir.